Kullanımı her geçen gün artan gıda takviyeleri hakkında TEİS Başkanı Nurten Saydan uyardı. Marketlerde ve internette satılan bu ürünler, halk sağlığını tehlikeye sokacak potansiyele sahip.

Özellikle pandemi sonrasında gıda takviyeleri sıkça kullanılmaya başladı. Vücut direncini artırmaya yönelik olarak kullanılan ve çoğunun üzerinde “bitkiseldir” ibaresi bulunan bu ürünler, “ilaç değildir” ibaresiyle satılıyor ve Sağlık Bakanlığı tarafından değil, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılıyor.

Konuyla ilgili ciddi riskler olduğuna dikkat çeken Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Başkanı Nurten Saydan, bir basın açıklaması yayınlayarak vatandaşları uyardı ve konuyla ilgili değişiklik önerilerinde bulundu.

Sahte Ürünlerin Satışı 3 Katına Çıktı!

Pandemi sonrası artan talebin etkisiyle marketlerde ve çeşitli dijital platformlarda da satışı başlayan gıda takviyelerinde sahte ürün satışı da oldukça arttı. Bu tarz yerlerde yapılan satışlarda sahte ürünlerle karşılaşma oranının 3 kat arttığını belirten Saydan, içeriğinin ne olduğu net olarak bilinmeyen bu ürünlerin halk sağlığı için ciddi bir risk oluşturduğunu vurguladı.

Hekim veya Eczacı Kontrolü Olmadan Gıda Takviyesi Kullanmak Riskli

Bu ürünlerin “ilaç değildir” ibaresi ile satılmasına karşı çıkan Saydan, içerisinde ilaç etken maddeleri barındıran gıda takviyelerinin marketlerde hatta benzin istasyonlarında dahi satılıyor olmasının, uygun saklama koşullarının sağlanıp sağlanmadığının takip edilmediğini belirterek olası riskleri dile getirdi. Bu tarz ürünleri kişinin sağlık geçmişine göre hekim veya eczacı kontrolünde kullanmak gerektiğini vurgulayan Saydan, gıda takviyelerinin Sağlık Bakanlığı kontrolünde üretilmesi ve satılması gerektiğini söyledi.

Nurten Saydan ayrıca şunları ekledi: “TEİS olarak, bu tür ürünlerin Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlandırılarak sadece eczanelerden satılması gerektiğini savunuyoruz. İlaç formunda olan bu ürünlerin yasal düzenleme yapılarak insan sağlığının korunması için eczane dışında satışının önlenmesinin artık toplum sağlığı açısından bir zorunluluk haline geldiğini vurguluyoruz.”